İçimizdeki Şeytan Kitap İncelemesi | Sabahattin Ali’den İnsan Ruhuna Yolculuk
ISBN: 9789753638050
Yazar: Sabahattin Ali
Tür: Roman, Psikolojik, Klasik Türk Edebiyatı
Peki Ya Asıl Düşman İçimizdeyse?
Dışarıda düşman aramaya bayılırız. Hayatta kötü giden şeyler için suçlayacak biri, bir neden ararız. Ama ya asıl düşman içimizdeyse? İşte Sabahattin Ali, tam da bunu anlatıyor İçimizdeki Şeytan romanında.
Bu kitap, sadece bir aşk hikâyesi değil. Aynı zamanda insanın kendisiyle olan mücadelesini, korkaklıklarını, bahanelerini ve içindeki karanlık sesle yüzleşmesini konu alıyor. Hem düşündüren hem de “Ben de bazen böyleyim galiba” dedirten bir roman.
Romanın Konusu ve Karakterleri
Baş karakterimiz Ömer, tam bir “Ne yapacağını bilemeyen adam” profili. Bir şeylere öfkeli, bazı şeylere karşı duyarsız ve kendini akışa bırakmış. Bir gün Macide ile tanışıyor ve hikâyemiz başlıyor.
Macide, toplum baskısına karşı ayakta kalmaya çalışan, özgürlüğüne düşkün, sevgi dolu bir kadın. Aralarındaki ilişki, klasik romantik romanlardan biraz farklı. Burada aşk var ama bol bol da karakter çatışması, iç hesaplaşma ve psikolojik çözümleme var.
Asıl ilginç taraf ise Ömer’in sürekli “Ben aslında iyiyim ama içimdeki şeytan yüzünden…” diyerek yaptığı hataları haklı çıkarmaya çalışması. Evet, hepimizin iç sesinde bir şeytan var belki. Sabahattin Ali bunu öyle güzel anlatıyor ki, kitabı okurken kendi iç dünyanla göz göze geliyorsun.
İçimizdeki Şeytan Ne Anlatıyor?
Bu roman sadece bir adamın aşkını ya da hayat hikâyesini değil; insanın kendini kandırışını anlatıyor. Ömer karakteri üzerinden, aslında çoğu insanın başına gelen şu durumu resmediyor:
👉 Hatalar yaparız.
👉 Suçlu ararız.
👉 En kolay yol, suçu içimizdeki “şeytana” atmak olur.
Ama Sabahattin Ali burada ince bir mesaj veriyor: Sen izin vermesen, o şeytanın zaten gücü yok.
Neden Hâlâ Okunuyor?
Çünkü konu evrensel. Hepimizin içinde zaman zaman o karanlık ses konuşuyor. “Boşver”, “Sen yapamazsın”, “Nasıl olsa kimse anlamaz” diyen bir iç ses… Sabahattin Ali bunu öyle sade ve samimi bir dille yazmış ki, üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen hâlâ aynı etkiyi bırakıyor.
Üstelik kitap sadece bu psikolojik çözümlemeyle kalmıyor, dönemin sosyal yapısını, insan ilişkilerini ve toplum baskısını da eleştiriyor. İstanbul’un o dönemdeki havasını soluyor, karakterlerle birlikte o dönemin bohem kafelerinde geziniyorsunuz.
Kimler Okumalı?
📚 Psikolojik roman sevenler,
📚 Kendini arada sırada hayatın akışına kaptıranlar,
📚 “Ben de bazen iç sesime yeniliyorum” diyenler,
📚 Güçlü kadın karakter okumayı sevenler…