Kürk Mantolu Madonna Kitap İncelemesi

Hikâyesi

ISBN: 9789753638029
Yazar: Sabahattin Ali
Tür: Roman, Klasik Türk Edebiyatı

Bu Kitap Neden Hâlâ Çılgınlar Gibi Okunuyor?

Evet, yanlış duymadınız. 1943 yılında yayımlanmış olmasına rağmen Kürk Mantolu Madonna, hâlâ kitapçılarda en çok satanlar listesinde. Hatta sosyal medyada “okudum, bittim, kalbimi bıraktım” diyen binlerce paylaşım var. Peki ne var bu kitapta? Neden herkes Raif Efendi’yi bu kadar seviyor ya da onun adına üzülüyor? Gelin, şöyle keyifli bir yolculuk yapalım.


Raif Efendi Kimdir? Neden Bu Kadar Sessiz?

Raif Efendi, ofiste bir köşeye çekilip kendi hâlinde yaşayan, sesi soluğu çıkmayan bir adam. Çevresindekilere göre “bir garip tip”. Ama işte mesele şu ki, görünüş her zaman her şeyi anlatmıyor. Aslında Raif Efendi’nin iç dünyasında fırtınalar kopuyor. Ve bu fırtınanın sebebi yıllar önce Berlin’de tanıştığı Maria Puder isimli bir kadın.

Kürk Mantolu Madonna işte tam da bu gizli aşk hikâyesini anlatıyor. Bir tablo, bir sanat galerisi ve kürk mantolu bir kadın… Raif Efendi’nin hayatını alt üst eden karşılaşmanın başlangıç noktası.


Maria Puder: O Dönem İçin Fazla Cesur, Şimdi Bile Etkileyici

Maria Puder, romanın en ilginç karakterlerinden biri. Öyle klasik aşk romanlarındaki “kurtarılmayı bekleyen kadın” değil. Güçlü, özgür, ne istediğini bilen ve erkek egemen dünyaya kafa tutan biri. Düşünsenize, 1930’ların Berlin’inde, istediği gibi yaşayan bir kadın karakter. Bugün bile etkileyici, o dönemde ise resmen devrim.

Maria ve Raif Efendi arasında başlayan bu dostluk ve sonrasında filizlenen aşk, kitabın en can alıcı tarafı. Ama öyle güllü dallı, masalsı bir aşk beklemeyin. Daha çok “içinizi burkan, ‘keşke’ dedirten” türden bir hikâye.


Neden Bu Kitap Hâlâ Popüler?

Çünkü hepimizin içinde biraz Raif Efendi var. Kimimiz duygularını bastırıp, hayata karşı duvarlar örmüş; kimimiz de sevdiği insana bir türlü açılamamış. Birileri de kendi “Maria Puder”ini kaybetmiş belki. Sabahattin Ali, bunu öyle doğal ve samimi anlatıyor ki, insan sayfaları çevirdikçe “Tam ben ya!” diyor.

Üstelik dil de sıkıcı değil. Süslü, ağır, anlamakta zorlandığınız cümlelerle boğulmuyorsunuz. Tam aksine; sade, duru ve bir o kadar etkili bir anlatımı var. Kitabı elinize aldığınızda “Bir göz atayım” diyorsunuz, sonra bir bakmışsınız bitirmişsiniz.


Kimler Okumalı?

📚 Aşk romanı sevmem diyenler,
📚 Yalnızlık duygusuyla arası iyi olanlar,
📚 Eski dönem atmosferini sevip Berlin sokaklarında gezmek isteyenler,
📚 Biraz duygusal biraz düşündüren hikâye arayanlar…

0
Yorumları Göster (0) Yorumları Gizle (0)
0 0 votes
Article Rating
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Götüntüle